Yeşilovacık Mersin Antalya yolunda güzel bir sahil kasabası.
Kıbrısın karşısı. 20 Temmuz 1974 Barış harekatının ana merkezi.Yani Kıbrıs gazisi.
2500 nufuslu ancak yazın nüfusu 5000 kişi bulan gelişmekte olan belde.
Denizi Akdenizin en temiz denizi sayılan, Taşucu-Anamur Arasının ortası.
Hava kirliliğinin olmadığı bir yer.
Dağlarında barındırdığı yüzlerce çeşit ağaç, bitki maki türü fidanlar la asıl kızıl çam ormanlarından gücünü alan oksijen deposu.
Mineral zengini denizi ile sırt ağrısı bel ağrısı romatizmal hastalıklar, ortapedik hastalıklar ve operasyonel hastalıkların kısa zamanda iyileştiği denizi ve havası.
İyot deposu.
Sıcak kumsalları ve yeşil ağaçların gölgesi ile doğal yürüş merkezi.Bugün yürümenin iyi gelmediği neredeyse hiç bir hastalık yok.
Psikoterapi merkezine 22 km gibi çok yakın yaylası ile klimaterapi merkezi.
Kıbrısın karşısı. 20 Temmuz 1974 Barış harekatının ana merkezi.Yani Kıbrıs gazisi.
2500 nufuslu ancak yazın nüfusu 5000 kişi bulan gelişmekte olan belde.
Denizi Akdenizin en temiz denizi sayılan, Taşucu-Anamur Arasının ortası.
Hava kirliliğinin olmadığı bir yer.
Dağlarında barındırdığı yüzlerce çeşit ağaç, bitki maki türü fidanlar la asıl kızıl çam ormanlarından gücünü alan oksijen deposu.
Mineral zengini denizi ile sırt ağrısı bel ağrısı romatizmal hastalıklar, ortapedik hastalıklar ve operasyonel hastalıkların kısa zamanda iyileştiği denizi ve havası.
İyot deposu.
Sıcak kumsalları ve yeşil ağaçların gölgesi ile doğal yürüş merkezi.Bugün yürümenin iyi gelmediği neredeyse hiç bir hastalık yok.
Psikoterapi merkezine 22 km gibi çok yakın yaylası ile klimaterapi merkezi.
Güneş terapi merkezi.Yani tam bir sağlık turizmi merkezi.
Klasik turizm içinde son yıllarda tesisleşme var.
Yeni yatırımlarla 365 gün turizm mevsimi olarak değerlendirilebilir. Turizmde insanların hoşça vakit geçirebilecekleri her türlü aktiviteyi yapılabilir. doğal rekreasyon alanları oldukça zengin.
Adana Havaalanına 200 Gazipaşa hava alanına 180km( yol yapımı bitince 155 kmYe düşecek.)
Bir limanı var ama yat limanı olabilir.
Klasik turizm içinde son yıllarda tesisleşme var.
Yeni yatırımlarla 365 gün turizm mevsimi olarak değerlendirilebilir. Turizmde insanların hoşça vakit geçirebilecekleri her türlü aktiviteyi yapılabilir. doğal rekreasyon alanları oldukça zengin.
Adana Havaalanına 200 Gazipaşa hava alanına 180km( yol yapımı bitince 155 kmYe düşecek.)
Bir limanı var ama yat limanı olabilir.
Akdeniz'deki saklı cennet
Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Yeşilovacık beldesi sahilinde, mavi ve yeşilin buluştuğu koyda, Yunan kolonisi olarak kurulan antik kent, tarihi kalıntılarının yanı sıra doğal güzellikleriyle görenleri adeta büyülüyor.
"Akdeniz’in
saklı cenneti" olarak adlandırılan turkuaz rengi koy, Silifke ilçesinin 31 kilometre güney batısında
bulunuyor. Bugün "Tisan" adıyla bilinen "Aphrodias"
antik kenti, beldenin denize uzanan burnunda yer alıyor.
Careta Careta:Dünyada nesli
tükenmekte olan ve uluslararası anlaşma ile koruma altına alınmış
Careta careta kaplumbağalarının yumurtlama alanı
Mersin
sahilinde balıkçı ağlarına takılan 10 caretta caretta'nın ölüsü sahile vurdu
Mersin'in Silifke ilçesi
Yeşilovacık beldesi Tisan kıyılarında Trol balıkçı tenelerinin gırgır ağlarına takılan 10 caretta caretta deniz kaplumbağası ağların içinde
boğularak öldü Bölgede oturan vatandaşlar bu katliamı yapan balıkçı teknesinin
yakalanması için Sahil
Güvenlik ekiplerime bildirdi. Ancak hava muhalefeti nedeniyle Sahil
Güvenlik botu deniz
kaplumbağaların ölü olarak vurduğu sahile ulaşamadı.Deniz kaplumbağalrın
ölümüne sebeb olan balıkçı
teknesinin yakalanmsı için İl Çevre Orman Müdfürlüğü Milli Parklar Yaban hayat
şube ve sahil güvenlik çalışmalar başlattı iL Çevre ve Orman Müdürü Ökkeş
Bahadır, bölgede mobil sivil ekipler oluşturarak kıyı balıkçılığı yasak olan
bölgelerde denetimleri sıklaştırdı.
Dağ keçisi:Son yıllarda tarım orman bakanlığının çabalarıyla
dağ keşçisi popülasyonu hızla artmaktadır
Göçmen kuşlar:
Yeşilovacık yaban
kazlarının,ördeklerinin,sığırcık,bıldırcın,turna,leyleklerin,martı,filamingolar,daha
henüz tesbit edilmemiş onlarca kuşun, göç yolları üzerinde kısa süreli konaklama ve barınma yerleri
Balık popülasyonu:
Mavi yengeçler,akya,turna,çupra,sokar,levrek,kayabalığı,sinarit,mırmır,tırança,salpa,melanur,fangri,
Balıklarının üreme alanı Taşucu’undan Anamur’a her koyda olduğu gibi
Yeşilovacık koyları önemli bir yumurtlama ve yavru yetişme bölgesi
Fok Balıkları: Dünyada nesli hızla
tükenen ve sadece 500 adet olduğu tesbit
edilen uluslar arası antlaşmalarla koruma altında olan fok balıklarının iki adet yuvası ve üreme alanı yapılmakta
olan liman bölgesinde bulunmaktadır
Akdeniz Foku’na kıymayın
beyler!
31.01.2013
Mersin’deki deniz yaşamı, sadece nükleer
santral değil, iki termik santral ve liman genişletme çalışmalarıyla tehlikeye
atılıyor.. Nesli dünya çapında tehlike altında olan Akdeniz fokunun soyu
tükenebilir
Mersin’in Silifke ilçesinde yapımı planlanan nükleer santral hakkındaki
tartışmalar, malumunuz. Ancak aynı bölgede yapılması planlanan iki termik
santral ve bir çimento fabrikası hakkında pek bilgimiz yok. Yeşilovacık
Limanı’nın genişletme ve dolgu projesi çalışmaları, tüm itirazlara rağmen
ocak ayında başladı. Bilim insanları, bölgedeki bu yatırımların geri dönülmez
zararlar vereceğinden emin.
Türkiye’nin alanındaki en iyi uzmanlığa sahip kurumlarından ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, Orman Bakanlığı’na konuyla ilgili bir dilekçe yazdı... Enstitü Müdürü Prof. Dr. Ahmet E. Kıdeyş, nükleer santralin 15 km. uzağında planlanan iki termik santral için yapılan liman inşaatının kıyı ekosistemine geri dönüşümü olmayan etkilerini açıkladı.
Prof. Kıdeyş, Taşucu’yla Aydıncık arasındaki bölgenin, Türkiye’nin doğallığını ve biyolojik çeşitliliğini nispeten koruyabilmiş ender kıyılarından biri olduğunu vurguluyor.
Balıklara elveda
Zaten tehdit altında bulunan Akdeniz Foku, deniz kaplumbağaları ve deniz çayırları gibi birçok hassas canlı türü, büyük tehlike altında. Peki neden ve nasıl?
1. Santraller yapıldığı takdirde, soğutma faaliyetleri için gerekli büyük miktarlarda deniz suyunun alınıp ısıtılarak denize salıverilmesiyle, zaten küresel ısınma tehdidi altında bulunan deniz suyu sıcaklığının yükseleceği tahmin ediliyor.
2. Bu durum, zehirli deniz anası, balon balığı gibi yabancı türlerin daha da çoğalmasına, birçok yerli türün kaybolmasına neden olabilecek.
3. Türkiye’nin sahip olduğu biyolojik zenginliğin bir kısmının daha kaybedilmesinin yanında, balıkçılık ve turizm faaliyetleri de olumsuz etkilenecek. Büyük debilerde soğutma suyu alımı ve ısıtılarak denize verilmesi, bölgede üretimi yüksek olan balık larvalarını ve diğer küçük canlıları yok etme potansiyeline sahip.
4. Akdeniz’deki en değerli balıkların başında gelen Orkinosun (Thunnus thynnus) Akdeniz’de bilinen dört üreme alanından biri, yine enerji santrallerini de içine alan kuzeydoğu Akdeniz’de...
Akdeniz Foku yaşayamaz
Limana gelince... Türkiye’nin en önemli Akdeniz Foku alanının içinde genişletiliyor. Fokların ürediği mağaralarından üçü, yapılaşma, kirlilik ve yoğunlaşan gemi trafiği yüzünden kullanılamaz hale gelecek.
Akdeniz Foku nesli kritik derecede tehlikede olan bir tür. Üreyebilmeleri ancak bu mağaraların korunmasına bağlı. Ayrıca Türkiye’nin bu bölgesi, tüm dünyadaki Akdeniz Fokları’nın en büyük kolonilerinden birine ev sahipliği yapıyor.
Bilim insanları, tesislerin uzun dönemli faaliyetleriyle bölgede Akdeniz Foku’nun tümüyle yok edilmesi anlamına geleceğini söylüyor.
Dikkat ederseniz söz konusu yatırımların ‘sadece’ deniz ekosistemi üzerindeki etkilerinden bahsettik... Kıyıda yaratacağı zararlar, hele termik santrallerin iklim değişikliğine olumsuz katkısını buna ekleyince korkunç bir tablo ortaya çıkacak.
Bir ülke, sadece bir avuç topraktan ve üzerinde yaşayan insanlardan ibaret değildir. Ancak doğal ve kültürel değerlerini koruyabilirse değer kazanır.
Türkiye’nin alanındaki en iyi uzmanlığa sahip kurumlarından ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, Orman Bakanlığı’na konuyla ilgili bir dilekçe yazdı... Enstitü Müdürü Prof. Dr. Ahmet E. Kıdeyş, nükleer santralin 15 km. uzağında planlanan iki termik santral için yapılan liman inşaatının kıyı ekosistemine geri dönüşümü olmayan etkilerini açıkladı.
Prof. Kıdeyş, Taşucu’yla Aydıncık arasındaki bölgenin, Türkiye’nin doğallığını ve biyolojik çeşitliliğini nispeten koruyabilmiş ender kıyılarından biri olduğunu vurguluyor.
Balıklara elveda
Zaten tehdit altında bulunan Akdeniz Foku, deniz kaplumbağaları ve deniz çayırları gibi birçok hassas canlı türü, büyük tehlike altında. Peki neden ve nasıl?
1. Santraller yapıldığı takdirde, soğutma faaliyetleri için gerekli büyük miktarlarda deniz suyunun alınıp ısıtılarak denize salıverilmesiyle, zaten küresel ısınma tehdidi altında bulunan deniz suyu sıcaklığının yükseleceği tahmin ediliyor.
2. Bu durum, zehirli deniz anası, balon balığı gibi yabancı türlerin daha da çoğalmasına, birçok yerli türün kaybolmasına neden olabilecek.
3. Türkiye’nin sahip olduğu biyolojik zenginliğin bir kısmının daha kaybedilmesinin yanında, balıkçılık ve turizm faaliyetleri de olumsuz etkilenecek. Büyük debilerde soğutma suyu alımı ve ısıtılarak denize verilmesi, bölgede üretimi yüksek olan balık larvalarını ve diğer küçük canlıları yok etme potansiyeline sahip.
4. Akdeniz’deki en değerli balıkların başında gelen Orkinosun (Thunnus thynnus) Akdeniz’de bilinen dört üreme alanından biri, yine enerji santrallerini de içine alan kuzeydoğu Akdeniz’de...
Akdeniz Foku yaşayamaz
Limana gelince... Türkiye’nin en önemli Akdeniz Foku alanının içinde genişletiliyor. Fokların ürediği mağaralarından üçü, yapılaşma, kirlilik ve yoğunlaşan gemi trafiği yüzünden kullanılamaz hale gelecek.
Akdeniz Foku nesli kritik derecede tehlikede olan bir tür. Üreyebilmeleri ancak bu mağaraların korunmasına bağlı. Ayrıca Türkiye’nin bu bölgesi, tüm dünyadaki Akdeniz Fokları’nın en büyük kolonilerinden birine ev sahipliği yapıyor.
Bilim insanları, tesislerin uzun dönemli faaliyetleriyle bölgede Akdeniz Foku’nun tümüyle yok edilmesi anlamına geleceğini söylüyor.
Dikkat ederseniz söz konusu yatırımların ‘sadece’ deniz ekosistemi üzerindeki etkilerinden bahsettik... Kıyıda yaratacağı zararlar, hele termik santrallerin iklim değişikliğine olumsuz katkısını buna ekleyince korkunç bir tablo ortaya çıkacak.
Bir ülke, sadece bir avuç topraktan ve üzerinde yaşayan insanlardan ibaret değildir. Ancak doğal ve kültürel değerlerini koruyabilirse değer kazanır.
iNSANLIK iÇiN BÜYÜK KAYIP
ODTÜ Deniz Bilimleri, sosyo-ekonomik gelişmemizi, denizlerimizin biyolojik
zenginliğini böylesine ciddi şekilde etkilemeden gerçekleştirmemiz gerektiğini
vurguluyor.
* Muhteşem bir doğal güzelliğe, deniz yaşamına ve dolayısıyla önemli bir turizm potansiyeline sahip olan Taşucu-Aydıncık arasındaki bu kıyılarda söz konusu tesislerin inşa edilmesi, nesli tehlikede olan deniz canlılarının sonu olmakla kalmayacak...
* Ülke ve gelecek nesiller dahil, insanımız için çok büyük bir kayıp olacak. Şimdi söyleyin, değer mi?
* Muhteşem bir doğal güzelliğe, deniz yaşamına ve dolayısıyla önemli bir turizm potansiyeline sahip olan Taşucu-Aydıncık arasındaki bu kıyılarda söz konusu tesislerin inşa edilmesi, nesli tehlikede olan deniz canlılarının sonu olmakla kalmayacak...
* Ülke ve gelecek nesiller dahil, insanımız için çok büyük bir kayıp olacak. Şimdi söyleyin, değer mi?
Not: Bir süreliğine izninizi istiyorum... Uzak ve
sıcak bir diyardan dönünce burada buluşmak üzere.
Turizm bölgesi;Bölgemizde bir tane
dana adası bir tane Yeşilovacık kemer mevkiinde olmak üzere ilan edilmiş iki
turizm bölgemiz var.Ayrıca En son hazırlanan belediye imar planında Yeşilovacık
arazisinin 1500 dönümü turizm alanındır
Tisan Afrodias Antik
kenti:
İl
Kültür ve Turizm Müdürlüğü kaynaklarından derlenen bilgiye göre, Doğu
ve Batı olmak üzere iki limanı olan antik
kentAphrodisias, İ.Ö. VII yüzyılda kurulmuş bir Yunan kolonisi.
İ.Ö. IV. yüzyılda Pers satraplığının bir parçası olan kent, satrap
Pharnabazos yönetimi altındayken (İ.Ö. 379-374) gümüş sikkeler bastırıldı.
Aphrodisias önemini, Hellenistik dönemde kaybetti. Roma Döneminde sikke basımı gerçekleşmedi ve
Papazlık merkezi olmayan kent ErkenBizans Döneminde ise "polis" (kent)
statüsünü kaybetti. Kentteki kilise ve kale kalıntılarında halen birçok
medeniyetin izleri görülebiliyor.
Tarihi
kalıntılarının yanı sıra doğal güzellikleriyle görenleri adeta büyüleyen
antik kentin yakınında, 1976 yılında kurulmuş, sakinlerinin yüzde 95’i Ankara’lılardan oluşan bir de tatil köyü bulunuyor.
"Tisan" adıyla
kurulan tatil köyünde, Doğu ve Batı olmak üzere kumu beyaz, mercan
koylarını andıran türkuaz renkli iki koy ve Doğuya bakan koyun karşısında,
tatilcilerin yüzerek gidip gelecekleri mesafede iki de ada
yer alıyor. İki ayrı sahilinin bulunması, rüzgarın doğudan ve
batıdan esişiyle, dalgaya göre tatilcilere farklı seçenekler sunuyor.
Tisan, sessizliği, doğayı ve denizin yanı sıra tarihi sevenler için de
güzel bir mekan olarak dikkati çekiyor. Çakıl taşlarının bile metrelerce
uzaktan görülebildiği iki koy, son yıllarda dalgıçların da ilgi odağı
oldu.
TARIM
Turfanda sebze ve meyve merkezi. topikal meyvelerin yetişebileceği
verimli topraklar ve iklime sahip önemli bir tarım merkezi.
Seracılık deneyimi çok eskiye dayanıyor.Öğrenme kabiliyeti yüksek girişimcileri var ancak sahip olduğu bilgileri değiştirmekte direnç gösteriyor. Aslında modern tarıma geçmeye elverişli toprağı, suyu, iklimi ve insan kaynağı mevcut.
Balıkçılık son yıllarda gelişti. Her gün her çeşit balığı taze olarak bulabilirsiniz. Deniz mahsulleri yemekleri özellikle balık çorbası kendisine özgüdür.
Batırığı,sebze yemekleri. Kasım ayında sarı mantarı bölgenin en özgün yiyecekleri.
Aynı zamanda kapari, defne yaprağı, kekik ,adaçayı,zeytin keçiboynuzu,çıtlık(melengiç),her biri doğal yaşamın içerisinde kendiliğinden yetişen zengin,şifa kaynağı bitkiler.
Arıcılık: Bölge zengin florası
ile arıcılığa elverişli.İstenen seviyede olmasa da bölgede arıcılık yapılmakta
İnsanları sıcak kanlı.samimi. politik alt yapısı çok kuvvetli.Muhakemesi
gelişmiş bir topmu var.analitik düşünebilme kabiliyeti var.Son yıllarda
üniversitede okuyan gençliği hızla artıyor.Kendi yağıyla kavrulmasını
öğreniyor.Tarım modernleşiyor. Seracılık son yıllarda çok gelişti.Gelişme
potansiyeli çok yüksek.
Bölgede tarım:Bilinçli ekim planlama tohumculuk ile bölge günümüzde
açlık çeken açlık sorunu ile karşı karşıya dünyamızda :
·
Turfanda
sebze ve meyve ile yüksek katma
değerli üretim yaparak
·
Bölgede bulunan maki olarak da yetişen en
önemlisi keçiboynuzu,melengiç ve zeytinin düzenli bir orman politikası ile
yüksek katma değerli üretime ve sanayiye
dönüştürülebilinir
·
Yine bölgemizde kapari,kekik,hayıt,sandal,dağ
çayı,kayakoruğu,defne keçiboynuzu zeytin gibi bitkiler kozmetik ve sağlık sektörünün hammadde
ihtiyacıdır.Bölgemizde yetişmekte ve pazarlanmaktadır
İKLİM:
Bölgemiz değişken yapılı ve sert
rüzgar çeşitlerine
sahiptir.Poyraz,lodos,meletem,yıldız,gündoğu,keşişleme,karayel ,
Deniz suyu sıcaklığı:yazın temmuz ağustos ve eylülde 33 derecelerde
seyretmekte Kışın en düşük 14 derece seviyesindedir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
·
Bölge turizm için önemli coğrafi imkanlar
sunmakta
·
Yasal olarak iki turizm bakanlığı tarafından
ilan edilmiş bölge,ayrıca belediye imar planında 1500 dekar turizm alanı
·
Mersin Antalya yolu üzeri,yol duble
·
Bölgesinde mavi bayraklı bir otel Pine park otel
var Her koyu mavi bayrak alabilir
·
Doğal limanları ve Yeşilovacık mevcut limanı yat
limanına çevrilebilir
·
Hava alanına yakın yeni havaalanı ile daha da
yakın olacak
·
Bölge aynı zamanda av alanı,
·
Doğal yürüyüş alanları
·
Oksijen deposu
·
Dalış ve su sporlarına uygun
·
Çevresinde tarihi ve kültürel alanlara yakın
·
Kıbrıs’a ve dolayısıyla Avrupa’ya deniz otobüsü
ile 1 saat 30 dakika
·
Yayla turizmine uygun ,en yakın yayla 13 km
Monaco örneği:Monaco
1,5km2 bir devlet olmasına rağmen yıllık GSİYH 800 Milyon EURO
Erdemliden Gazipaşa’ya irili ufaklı yaklaşık 120 koy var her
biri birkaç monaco büyüklüğünde buralar planlanabilse sadece turizmde ülke
ekonomisine katkısı ONLARCA milyar dolar olabilir
Bölge talasso terapi(deniz suyunun 35-38 derece ye
ısıtılarak termal hale getirilmesi) gibi sağlık turizminin yeni gelişmekte olan
alanına yönlendirilerek turizm potansiyeli 6 aydan 12 aya çıkarılarak sürekli
ve sürdürülebilir turizm geliri elde edilebilir turizmin diğer çevresel imkanları ile önemli bir
cazibe merkezi olabilir
Yine turizm; yat limanı ile yat turizmi için
değerlendirilebilir.Mevcut liman yolcu limanına da dönüştürülerek Kıbrıs’a en yakın yolculuk sağlanabilir
NE OLMADI
·
35 YILDIR Nükleer santral yapıldı yapılacak diye
bölge özellikle geri bırakıldı
·
35 yıldır insanlar nükleer taciz altında ruhsal
olarak hayalleri tıkandı
·
İnsanların çaresizliği ve işsizliği yem olarak
kullanılarak sadece oy alındı ve şimdi de aynı yemlerle balık yerine konularak nükleere ve termik santrale
razı edilmeye çalışılıyor
·
Bölgede bu tip yatırımlar millete haber
verilmeden gizli gizli yapılarak bilgilendirilme hakkı ihlal edildi
NE OLMAZ
1. NÜKLEER olmaz çünkü soğutma için kullanılacak su
zaten sıcak bir de soğutma suyu ile deniz ekolojik yapıyı tamamen yok edecek
2. Nükleer
sanıldığı gibi ucuz değil, ve eski bir teknoloji
3. Güneş
dalga ve rüzgarda maliyetler hızla düşmekte
ve Bu teknolojilerde lokomotif olma şansımız var ODTÜ GÜNAM projesi ile
önemli mesafeler kat etti
4.
Eğer bomba olarak kullanılmak isteniyorsa: artık
hiçbir devlet nükleer bombayı savaş aracı olarak kullanamaz.Çünkü attığı bombayla elde ettiği toprağı kullanamaz
üstelik bulunduğu yerde de kendisine
bile zarar verir
5.
Günümüzün bombaları,kuş gribi deli
dana,kene,gibi viritük,mikrobiyolojik ve kimyasal olacak bu
silahlar geçtiğimiz yılarda yayılma hızı ve kontrol hızı hespalandı.Yok
etmek istediği varlıkları kolayca temizleyebilir
6.
Nano teknoloji ve siber silahlar:geçtiğimiz
günler 14/04,2013 milliyet cep telefonu ile uçak nasıl düşürülebilir diye sanal
deney yapıldı
7.
Yine günümüzde siber uzmanlarınız ve
teknolojileriniz var ise uzaktan onları kendi lehinize kullanabilir ya da yok
edebilirsini.F16 da olduğu gibi f35 de
de olacağı gibi ne kadar yatırım yaparsak yapalım uçuş kodlarını kendimiz yazamazsak ki bu uçakların vermiyorlar
8.
Nikah bizde bacaklar başkasının boynunda
olacak.Suriye’de uçağımız muhtemelen böyle düşürüldü
9.
Enerji ihtiyacımız var deniyor Diyelim ki diğer
bütün iddialar ve önerilerimiz geçersiz,
o zaman soruyorum. Acaba nukleer santral inşaatı+elektrik üretimi =
kar yoksa turizm yatırmları+tarım+sanayi=kar hagisi
karlı ya da
10.
Nükleere ve termik santrale yapacağımız yatırım
kaynağı ile bölge hatta ülkemizin geneli yani 15 milyar dolarla ne kadar turizm
,tarım ve sanayi yatırımı yapılabilir üstelik risksiz
11.
Avrupa Fotovoltaik Endüstrisi
Derneği tarafından yapılan bir açıklamaya göre, güneş enerjisi kullanım
kapasitesi 2012 yılında 30 gigavatlık artış yaşayarak dünya genelinde 101
gigavata yükseldi. Herşey yolunda giderse, Afrika'dan Avrupa'ya nakledilen çöl
elektriği sayesinde 2050 yılında bütün bölge ülkelerinin toplam ihtiyacıyla
Avrupa'nın elektrik ihtiyacının yüzde yirmi (20%)'si Desertec tarafından
karşılanacak.
Tabii dünyada gerçekleşitirilen tek yenilenebilir enerji projesi güneş odaklı değil! Yenilenebilir enerji piyasasında en az güneş kadar önemli bir yer tutan rüzgâr enerjisi de umut verici boyutlara ulaşıyor. Avrupa Rüzgâr Enerjisi Birliği (EWEA)’ya göre Avrupa Birliği’nin kurulu rüzgâr enerjisi kapasitesi 100 gigavatı geçti. Bu miktar yaklaşık 40 nükleer santral üretimine veya 11310 kilometre uzunluğunda kömür yüklü bir trenden elde edilecek enerjiye denk geliyor. Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi de, 2011’de 238 gigavatlık kapasiteye sahip olan rüzgar enerjisinde, 44 gigavatlık bir artışla, 282 gigavattlık bir kapasiteye erişildiğini belirtti. Özellikle yenilenebilir enerjilerin kömür ve doğalgaza göre daha ucuz olduğu ülkeler bu konuda örnek teşkil ediyor. Örneğin, Avustralya’da kömür enerjisi kilovat başına 143 Avustralya doları, doğalgazın maliyeti kilovat başına 116 Avustralya dolarına gelirken, rüzgâr tribünlerinin maliyeti ise kilovat başına sadece 80 Avustralya doları. Çise Ünlü Kıbrıs gazetesi 14/04/2013
Tabii dünyada gerçekleşitirilen tek yenilenebilir enerji projesi güneş odaklı değil! Yenilenebilir enerji piyasasında en az güneş kadar önemli bir yer tutan rüzgâr enerjisi de umut verici boyutlara ulaşıyor. Avrupa Rüzgâr Enerjisi Birliği (EWEA)’ya göre Avrupa Birliği’nin kurulu rüzgâr enerjisi kapasitesi 100 gigavatı geçti. Bu miktar yaklaşık 40 nükleer santral üretimine veya 11310 kilometre uzunluğunda kömür yüklü bir trenden elde edilecek enerjiye denk geliyor. Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi de, 2011’de 238 gigavatlık kapasiteye sahip olan rüzgar enerjisinde, 44 gigavatlık bir artışla, 282 gigavattlık bir kapasiteye erişildiğini belirtti. Özellikle yenilenebilir enerjilerin kömür ve doğalgaza göre daha ucuz olduğu ülkeler bu konuda örnek teşkil ediyor. Örneğin, Avustralya’da kömür enerjisi kilovat başına 143 Avustralya doları, doğalgazın maliyeti kilovat başına 116 Avustralya dolarına gelirken, rüzgâr tribünlerinin maliyeti ise kilovat başına sadece 80 Avustralya doları. Çise Ünlü Kıbrıs gazetesi 14/04/2013
12.
Gelelim termik santrale bölgede kömür yok,rüzgar
istikrarlı değil ve şiddetli duman kontrolu ve buhar kontrolü olamıyacak
13.
Soğutma ekstra bir ısıtma yaparak deniz suyunun
hem ısı hem de kül ile kirletecek
14.
Yeşil doğa önceki termik santral deneyimlerinde
de gördüktermik santral çevresi bitki örtüsü ve insanlar hastalıktan
kurtulamıyor kanser vakaları artmış