Bir yerde yapılmaya başlayan ticari,sanatsal zirai,sanayi,sanatsal ,kültürel, çevresel her türlü etkinlik; içeriği oranında ve halkın iştiraki ile o yerin gelişmesinde önemli katkılar sağlar.
Toplumun içerisinde bulunan duyguların ve bilinç altındaki düşüncelerin hayat ile buluşmasını sağlar. Faailyetlerin içtenliği ve iyi niyeti Güzel geleneklerin yerleşmesini topluma uygun olmayanların da haytımızdan çıkmasını sağlar.
Aynı zamanda topluımun kaynaşmasını hızlandırır. Barışı ve sosyal dayanışmayı kuvvetlendirir. Yetenekli ve becerikli insanlarımızın toplumda yerini almasına kendisini ifade etmesine vesile olur. İnsanlarımıza ve içinde bulunduğu topluma yeni bakış açıları kazandırı.Toplumu gelişme yönünde motive eder. Kişleri yüreklendirir.geleceğe ümitle bakmasını kendisinin bir değer olarak toplumda önemli olduğunu hissettirir.
Sadece kendi içinde kişisel değerleri değil çevresinde bulunan ve o zamana kadar farketmediği ya da değer yükleyemediği kaynakları değrlendirmeye başlar onlara anlam yükler. Bu da bireysel ve toplumsal olarak bir güç olduğunu farketmesini sağlar.
Yeşilovacık tarihsel olarak dışa açık bir belde olmasına rağmen dünya ile karşılaştıdığımızda gelişme yönünde zayıf kalmıştır. Bu hiç bir şey olmamıştır olarak algılanmasın.Gerekli hıza erişememiştir. Bünyesinde barınan bütün kaynaklara rağmen anlamında. hem insani hem coğrafi kaynaklar olarak bazen bir devlette olabilecek kaynaklar bir beldede mevcuttur.
Aslında halkımız çok dinamiktir. Dışa açık ve medeni cesareti çok kuvvetlidir.Kendisini ifade etme konusunda cesareti yüksektir. Ama bakış açısı olarak gelişmekte yavaş kalmış ya da önü açılamamıştır.
Tarihinde ithalat ihracat yapılan,gümrüğü nufus dairesi orman işletmesi mahkemesi mevcurt iken şu an belde olarak son yıllarda uzun bir duraklamadan sonra; başta köy statüsünden belde statüsüne geçmesi,belediyenin kurulması, kent anlamında büyük gayretler. aynı zamanda şehircilik olarak geçte olsa elektrik su gibi alt yapıların yapılması kent kimliği olarak önemli bir adım. Sonrağı barınağın yapılması Tekrar bölgeyi modern bir liman havasına sokmuş ,zaman zaman gelen yatlar ,maden taşıması için kullanılan gemilerin yanaşması aktif bir liman algılanmasını sağlamıştır.
Son zamanlarda yine belde de yapılan anneler günü ,etkinlikleri.düğünlerimizin az çok ta olsa belediyemizin önünde bir adres olarak ta olsa daha düzenli yapılmasını sağlamış.Düğünlerimiz mevlütlerimiz ve diğer törenlerimiz daha birlikte kutlanır oldu.
Silifke Antalya duble yolunun bitmesi ile bölgenin ekonomik ve sosyal imkanların da hızlı bir değişim olacak.Belde başka boyuta geçecektir. Şimdiden bunlara göre hazırlık yapılması gerek.Daha bilinçli ziraat balıkçılık son yıllarda gelişen zanaat ve ticaret ile özellikle turizmde önemli atılımların olacağını düşünüyorum.
Belde gençşleri bu konuda halk eğitim ile işbirliği ile bilinçlendirilebilir. Üniversite ile işbirliği yapılabilir.
2 Ağustosta şiir dinletisi ve müzik programı var organize eden arkadaşları tebrik ediyorum. Kültürel ticari ekonomik sosyal yapabildiğimiz kadar etkinliği yapmamız lazım.
Şiir dinletisi,anneler günü,babalar günü,mevlüt, düğün,kütüphane,konferans, çeşitli toplantı, bunlar hep kentli olma yolundaki müjdelerimiz.Değişim yolundaki ümitlerimizi pekiştiren izler. Herkesi tebrik ediyorum
Mavi derinliklerinden,yuksek tepelere Lacivertin enginliğinde kaybolup Yeşilin her tonunda İnsanı demleyen Yalınayak kumsallarında, Sağlığı adımladığımız Yaylalarında oksijen banyosunda arınılan kasaba
31 Temmuz 2010 Cumartesi
24 Temmuz 2010 Cumartesi
20 TEMMUZ 2010 BEN TATİLE ÇIKTIM
Yorucu bir dönemden sonra kısacık da olsa 4 gün için Yeşilovacık'ta tatil, farklı anlar yaşamama ve paylaşmama vesile oldu.Uzun zamandır işim gereği Temmuz ayında tatil yapamamıştım.
Bu tatilde sadece mekansal olarak değil zaman olarak da bir tatil oldu. 20 Temmuz beni 1974 yılına götürdü.
Yalnız gitmedim. Yanımda çocuklarım ve eşim de vardı.Onlara yeşilovacık'ın Kıbrıs barış harekatındaki şahadetini anlattım. Verilmese de Gaziliğini ,o zamanların Yeşilovacık'nı anlattım.
Birgün öğleye doğru 4 helikopter inmişti orman işletmesinin ardındaki tarlaya. Bizler denize griyorduk. Ben henüz 10 yaşında idim. Daha helikopterin inmekte olduğunu görünce fırladık. Daha onlar oraya inmeden biz oradaydık. Muhtarı istediler Az sonra onlar da geldi. Biz konuşmalarda savaş olacağını daha çok helikopter geleceğini işittik. Merak yaşımızın, başlangıncındaydık. Herşeyi anlamaya çalışıyorduk.
Öğleden sonra 15:00 gibi annemler ve komşular rahmetli Saliha ablamlarda gezmede idi. Batırık yapıp çay içiyorlardı bizler de evin önünde idik. Geleneksel bir gezme İdi. Yeğenim Ablamın oğlu Süleyman da 4 5 yaşında henüz sağdı. Derken Işık gediğinden sanki arı kovanından çıkan arılar geliyordu. Nerdeyse ufuğu kalpalmıştı.Heyecanla belki de o zaman en gelişmiş araçlarının uçuşuna şahit oluyorduk. Gözümüzü kırpmadan heyecanla ve kendimiz ait yorumlarla yerimizde duramıyarak izliyorduk .Artık dünyamız o Olmuştu.Daha şimdiden savaş havasına girmiştik. Helikopterler Dibekli (şimdiki Selçuklu mahallemiz). civarına inmeye başlamıştı
Esas hareket bir saat sonra arkasındaki top arabaları kamyon ve keeplerin arkası kesilmeyen konvoyla gelmeye başlaması.Bütün halkı heyacanladımıştı.Bizlerin heyecanı daha da fazlaydı.Çünkü babalarımızın belki askerde gördüğü araçları daha 10 yaşımızda da biz memleketimizde görüyorduk.Bir o kadar da içimiz onurla kaplanıyordu. Her gelen araç bizleri bir yaş büyütüyordu.
Ertesi gün gerçeği gördük daha 20 Temmuzdan 10 -15 gün önce idi .Yeşilovacık'ın o zamanki adı Hacıishaklı: Neredyse ağaçtan çok askeri araç ve asker vardı.Yazın sapsarı olmuş ekin tarlaları sanki yeniden yeşermişti. Ovacığın her tarafına mevziler kazılmış örtüler örtülmüştü. Ovacık yamaç yere kurulduğu için rahatlıkla her şey farkedilebiliyordu. Ertesi gün Ovacığa giriş ve çıkşlar izine tabii oldu Ve kısa süreli karartmalar başladı.
Bahçelerde domates vardı. Yurdun değişik yerlerine gönderiliyordu.Ama bir farkla izin alınarak ve lambaları mavi kağıtlarla karartma yapılarak.Bizler Askerlere ekmek ayran domates karpuz kavun ikram ederek ailelerimiz ve kendimiz olarak dolaylı da olsa savaşa katılmanın askerlerimizle onların yaşamını ve koşullarını paylaşmanın onurunu yaşıyorduk.Sanki bizleri de çok hızlı olgunlaştırıyordu. Askerlerle sohbet ediyorduk. Onlardan bazıları vakit namazında camiye geliyorlardı.İlk rübeyi de o zamn öğrenmeye başladım .omuzlaında yıldız ve kollaron çizgili komutanlar. Subay ast subay ayrımını da o zaman anladım.Yıldızlı subaylar namaz kıldırıyordu.Bizlerle beraber dua ediyorlardı. Diğer bir asker rütbeye bakmaksızın müezzinlik yapıyordu. Ben Bo ruh heletin de bizdeki savaşşma ruhunun buradan bu birliktelik ve anlayıştan kaynaklandığını öğrenmiştim. daha o zaman Camilere rrütbe girmediği gibi siyaset de olmazdı ayıptı günahtı.
Derken birgün uyandık askeri araçların birçoğu yoktu.Askerler de azalmıştı. Meğer bizler uyurken büyüklerimiz farketmiş çıkarma gemileri yanaşmış yüklemiş ve yola çıkmış Savaşın arifesiymiş meğer. Ayşe tatile çıkmış meğer .Kıbrısın güzelyurt kıyılarına doğru. Derken sabah gün ışımadan helikopterler de yola çıktı bir, iki üç derken 69 helikopter. Bütün halka ayakta uğurlar olsun diyor. İnsanlar ellerine ne geçirdiyse sallıyor.Bütün yüreklerini de onlarla göndererek. Ve son ra beklemeye başlıyor. İlk helikopter görününce ufuktan heyecanla bekliyoruz..Bir iki üç derken 69 derin bir oh çekiyoruz.. Ama ilk seferde hepimizin suratı asıktı hepimiz öğrenmiştik ilk inenlerde büyük zayiat vardı. Hep beraber hergün devam eden bu görüntüye dualarla bütün kalplarimiz de gönderiyorduk.
Bir taraftan kulağımız radyoda. Haberlede bir tarfta canlı canlı izliyoduk sanki top ve tankk sesleri.Dua ediyorduk inşallah bizimkilerindir diye.Marş çalıyordu.Bütün ulus havaya girmişti. Bir şarkı girneden yol bağladık Anadoluya şarkısıydı.Gerisi Marş ve haberler ve top sesleri.
20 Temmuz 2010 Ben tatile çıktım.Çocuklarım ve eşimle .Mekan ve zamanda yolculuk yaparak.Neslime tarihi anlatmanın kıvancı ile.Gaziovacık'ta göğsüm tekrar kabararak gözlerimden damlalarla bir tatil yaşadım.
Bu tatilde sadece mekansal olarak değil zaman olarak da bir tatil oldu. 20 Temmuz beni 1974 yılına götürdü.
Yalnız gitmedim. Yanımda çocuklarım ve eşim de vardı.Onlara yeşilovacık'ın Kıbrıs barış harekatındaki şahadetini anlattım. Verilmese de Gaziliğini ,o zamanların Yeşilovacık'nı anlattım.
Birgün öğleye doğru 4 helikopter inmişti orman işletmesinin ardındaki tarlaya. Bizler denize griyorduk. Ben henüz 10 yaşında idim. Daha helikopterin inmekte olduğunu görünce fırladık. Daha onlar oraya inmeden biz oradaydık. Muhtarı istediler Az sonra onlar da geldi. Biz konuşmalarda savaş olacağını daha çok helikopter geleceğini işittik. Merak yaşımızın, başlangıncındaydık. Herşeyi anlamaya çalışıyorduk.
Öğleden sonra 15:00 gibi annemler ve komşular rahmetli Saliha ablamlarda gezmede idi. Batırık yapıp çay içiyorlardı bizler de evin önünde idik. Geleneksel bir gezme İdi. Yeğenim Ablamın oğlu Süleyman da 4 5 yaşında henüz sağdı. Derken Işık gediğinden sanki arı kovanından çıkan arılar geliyordu. Nerdeyse ufuğu kalpalmıştı.Heyecanla belki de o zaman en gelişmiş araçlarının uçuşuna şahit oluyorduk. Gözümüzü kırpmadan heyecanla ve kendimiz ait yorumlarla yerimizde duramıyarak izliyorduk .Artık dünyamız o Olmuştu.Daha şimdiden savaş havasına girmiştik. Helikopterler Dibekli (şimdiki Selçuklu mahallemiz). civarına inmeye başlamıştı
Esas hareket bir saat sonra arkasındaki top arabaları kamyon ve keeplerin arkası kesilmeyen konvoyla gelmeye başlaması.Bütün halkı heyacanladımıştı.Bizlerin heyecanı daha da fazlaydı.Çünkü babalarımızın belki askerde gördüğü araçları daha 10 yaşımızda da biz memleketimizde görüyorduk.Bir o kadar da içimiz onurla kaplanıyordu. Her gelen araç bizleri bir yaş büyütüyordu.
Ertesi gün gerçeği gördük daha 20 Temmuzdan 10 -15 gün önce idi .Yeşilovacık'ın o zamanki adı Hacıishaklı: Neredyse ağaçtan çok askeri araç ve asker vardı.Yazın sapsarı olmuş ekin tarlaları sanki yeniden yeşermişti. Ovacığın her tarafına mevziler kazılmış örtüler örtülmüştü. Ovacık yamaç yere kurulduğu için rahatlıkla her şey farkedilebiliyordu. Ertesi gün Ovacığa giriş ve çıkşlar izine tabii oldu Ve kısa süreli karartmalar başladı.
Bahçelerde domates vardı. Yurdun değişik yerlerine gönderiliyordu.Ama bir farkla izin alınarak ve lambaları mavi kağıtlarla karartma yapılarak.Bizler Askerlere ekmek ayran domates karpuz kavun ikram ederek ailelerimiz ve kendimiz olarak dolaylı da olsa savaşa katılmanın askerlerimizle onların yaşamını ve koşullarını paylaşmanın onurunu yaşıyorduk.Sanki bizleri de çok hızlı olgunlaştırıyordu. Askerlerle sohbet ediyorduk. Onlardan bazıları vakit namazında camiye geliyorlardı.İlk rübeyi de o zamn öğrenmeye başladım .omuzlaında yıldız ve kollaron çizgili komutanlar. Subay ast subay ayrımını da o zaman anladım.Yıldızlı subaylar namaz kıldırıyordu.Bizlerle beraber dua ediyorlardı. Diğer bir asker rütbeye bakmaksızın müezzinlik yapıyordu. Ben Bo ruh heletin de bizdeki savaşşma ruhunun buradan bu birliktelik ve anlayıştan kaynaklandığını öğrenmiştim. daha o zaman Camilere rrütbe girmediği gibi siyaset de olmazdı ayıptı günahtı.
Derken birgün uyandık askeri araçların birçoğu yoktu.Askerler de azalmıştı. Meğer bizler uyurken büyüklerimiz farketmiş çıkarma gemileri yanaşmış yüklemiş ve yola çıkmış Savaşın arifesiymiş meğer. Ayşe tatile çıkmış meğer .Kıbrısın güzelyurt kıyılarına doğru. Derken sabah gün ışımadan helikopterler de yola çıktı bir, iki üç derken 69 helikopter. Bütün halka ayakta uğurlar olsun diyor. İnsanlar ellerine ne geçirdiyse sallıyor.Bütün yüreklerini de onlarla göndererek. Ve son ra beklemeye başlıyor. İlk helikopter görününce ufuktan heyecanla bekliyoruz..Bir iki üç derken 69 derin bir oh çekiyoruz.. Ama ilk seferde hepimizin suratı asıktı hepimiz öğrenmiştik ilk inenlerde büyük zayiat vardı. Hep beraber hergün devam eden bu görüntüye dualarla bütün kalplarimiz de gönderiyorduk.
Bir taraftan kulağımız radyoda. Haberlede bir tarfta canlı canlı izliyoduk sanki top ve tankk sesleri.Dua ediyorduk inşallah bizimkilerindir diye.Marş çalıyordu.Bütün ulus havaya girmişti. Bir şarkı girneden yol bağladık Anadoluya şarkısıydı.Gerisi Marş ve haberler ve top sesleri.
20 Temmuz 2010 Ben tatile çıktım.Çocuklarım ve eşimle .Mekan ve zamanda yolculuk yaparak.Neslime tarihi anlatmanın kıvancı ile.Gaziovacık'ta göğsüm tekrar kabararak gözlerimden damlalarla bir tatil yaşadım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)